Note: This is an old article published in Turkish in "Bilgi Çağı" Magazine on June of 2008 relating to the role of IP rights and how to reverse the brain drain.
Fikri mülkiyet diasporası
Diaspora, “değişik sebeplerle
öz yurtlarını terk etmiş bir grup insan” şeklinde tanımlanabilir. Endüstriyel
devrimden sonra gelen ve halen içinde olduğumuz enformasyon devriminin alt
yapısını oluşturan ‘entelektüel kapital’ diye de adlandırabileceğimiz insan
kapitalini diaspora içerisinde düşündüğümüzde, diasporayı yurtdışında yaşayan,
eğitim seviyesi yüksek, işlerinde başarılı, mühendis, bilim adamı ve üst düzey
yöneticiler olarak tanımlayabiliriz.
Genellikle ‘beyin göçü’
olarak tanımladığımız ve çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkeler
istikametinde gelişen bu beyin transferinin beyin göçünü kabul eden ülkelere
getirisi sayısız kitap ve makalelere konu olmuştur. Neticede, bu yazının amaçları
çerçevesinde sınırlı bir kavram olan beyin göçü yerine ‘beyin transferi’ diye tanımladığım
olay, bir ülkenin insan, bilgi, birikim kapitalinin ülkemiz dışında işlenmesi
ve katma değerin bu ülkelerde kalmasıdır. Göçü alan ülkelerin lehine elde
edilen bu katma değer, ülkelerini değişik sebeplerle terk etmiş insanların
potansiyeline o ülke tarafından yapılan yatırımın ödülüdür. Diasporanin,
dolayisiyla, beyin transferinin, onemli alt guruplarindan birtanesi, egitimi
icin yurtdisina cikan ancak geri donmeyen ogrencilerdir.
Özelikle ülkelerindeki
alt yapı ya da fırsat eksikliği yüzünden lisansüstü ve doktora eğitimine devam
etmek için yurtdışına çıkan grubun önemli bir bölümü orada kalmaktadır ABD de 1998
yılında doktorasını tamamlamış 153 Türk öğrencinin yüzde 48’i 2003 yılında halen
ABD’de ikamet etmekte oldukları belirlenmiştir. Aynı istatistik Çin için yüzde
90, Yunanistan ve İngiltere dışındaki diğer AB üye ülkeleri icin yüzde 50
civarlarinda ve ABD’de 1998 yılında doktora almış tüm yabancıların toplamı içinde
yüzde 71’dir.
Diasporanın başka önemli
bir alt grubu ise ikinci veya üçüncü jenerasyon, bir yere kadar ya da tamamen göç
alan ülkeye asimile olmuş bilim adamları ve mühendislerden oluşmaktadır. İkinci
jenerasyon Hint diasporasın bir mensubu olarak düşünebileceğimiz Dr. Amar Bose
bilim ve inovasyonda aktif bir insanın ekonomik ölçülerde ülkeye getirdiği
değerin güzel bir örneğidir. 1960’larda meslek yatırım desteği ile kurduğu Bose
şirketi, Dr. Bose’un özelikle akustik teknolojilerine yönelik patentleri temel
olarak kullanaraktan bugün ABD’nin Massachusetts eyaletinde kurulu ve dünya
çapında 10 binden fazla insan çalıştıran Ar-Ge ağırlıklı ürün üreten bir şirket
olmuştur. Ayrica, Bose, dunyanin onde gelen cogu sirketi gibi fikri
mulkiyetinden kaynaklanan katma degeri ve rekabet avantajini eş zamanli olarak
dunyanin hemen hemen her yerinde verimli olarak işlemektedir.
İşini yapmakta olan bir yönetici
ya da mühendis ister istemez coğrafi ve fiziksel olarak kısıtlamalara tâbidir. Modern
teknolojiyle uzaktan işini takip edebiliyor olsa bile, işini yapabilecek sadece
bir kişi vardır, o da kendisidir. Bu çerçevede bu kişinin ekonomiye bireysel katkısı
sınırlıdır. Öte yandan, fikri mülkiyetin fiziksel bir yapısı olmadığı için,
aynı anda değişik yerlerde, değişik kurum ve kişilere bir getiri sağlıyor
olabilir. Dolayısıyla kişilerin diasporası dışında bir fikri mülkiyet diasporasının
oluştuğu ve bu mülkiyet diasporasını gelişmekte olan ülkelerin Ar-Ge, inovasyon
süreçlerini hızlandırmada ve ekonomiye direkt etkilerinin klasik anlamda beyin
göçünün geri çevrilmesinden daha değerli olduğu ve belki daha kolay bir yaklaşım
olduğunu düşünmemiz gerekmektedir. Kişiler diasporası kesin ya da geçici dönüş
yapamasa bile, fikri mülkiyet üzerinden bugüne kadar gelişmiş ülkelerin değerlendirdiği
entelektüel kapitalin getirisini ana vatanlarına yönlendirebilmekte hatta münhasıran
buralarda değerlendirme süreçlerini tercih
etmektedirler. Bu sureclerin anlasilmasi icin dunyadaki bazi gelismeler
dikkate alinmalidir.
Yeni gelişmeler
Globalleşme, fikri mülkiyetin
global ekonomide kazandığı önem, modern ulaşım ve iletişim sayesinde 1990’lı yıllara
kadar süregelmiş beyin transferinde bazı önemli değişiklikler olmaya başlamıştır.
1)Fikri
mülkiyet hakları ve teknoloji transferleri: Gelişmekte olan ülkelerin inovasyon
ve Ar-Ge süreçlerini hızlandırma politikalarındaki önemli adımlardan biri fikri
mülkiyet mevzuatlarını güncellemek, gerekli kurum ve kuruluşları oluşturmak ve fikri
mülkiyet konularını bilen ve bu amaçlar çerçevesinde yetkilendirilmiş hâkimlerin
eğitimi ve fikri mülkiyet mahkemelerinin kurulması yönünde atılmıştır. Bununla
beraber, uluslararası fikri mülkiyet konusundaki işbirlikleri fikir üreticilerine
yatırım yapılması için gerek ulusal gerek uluslararası güven ortamını sağlamaktadır.
Türkiye açısından baktığımızda son 15 yıldır çok önemli adımlar atılmış olmakla
beraber gerek mevzuat bazında gerek uygulamada ve özellikle endüstrinin fikri
mülkiyet haklarının yönetiminin stratejik olarak önemini henüz tam olarak benimsenmemiş
olması ve konuda uzman avukatların yeni yeni yetişmekte olması önemli
eksiklerimizdendir.
2) Diasporanın
ülkeleri ile olan duygusal bağları: Burada bahsedilen değişiklikler ile
beraber, diasporanın vatanından uzakta olduğu süreçte vatanına giderek daha duygusal
bağlara bağlandığını sosyal bir gerçek olarak varsayabiliriz. Bu gerçek ikinci
ve üçüncü jenerasyonlarda da değişik şekillerde kendini göstermektedir. Batıda,
özellikle orta ve uzak doğu Asya kökenli diasporalarda bu bağlılık özellikle fark
edilmektedir. Diasporanın ana vatan özlemi sadece kesin dönüş yaparak tatmin
edilebilir olsa bile, fikri mülkiyet diasporasının fiziksel sınırlamaları olmadığı
için ana vatanda değerlendirilebilmesi beyin transferinin geri dönüşünü sağladığı
gibi global ekonomideki entelektüel kaynakların daha eşit olarak dağıtılmasında uzun vadede faydalı olacaktır.
Diasporanin, doğru ortam sağlandığında ülkelerine katkı sağlama fırsatlarını
değerlendirmeye yatkın oldukları düşünülebilir. Özellikle akademisyenler fikri
mülkiyet diasporası ile gayri resmi bir network kurmuş olduklarını
üniversitelerimizde gözlemek mümkün. Bu network aracılığı ile yapılan bilgi
alış verişi sayesinde diaspora fikri mülkiyetinin dolaylı ya da dogrudan
Türkiye’de değerlendirildiği örneklerle gösterilebilir. Outsourcing”
fenomenindede diasporanin yine kendi ana vatanlarini tercih ettigi gozlenmektedir.
3)
Modern ulaşım ve iletişim: Modern ulaşım ve iletişimin gelişmesi ve gelişen ülkelerin
belli sektörlerdeki oldukça liberal göç politikaları sayesinde ülke sınırları
işveren ve yüksek vasıflı çalışanlar arasında gittikçe önemini yitirmiş ve arz talebe
cevaben profesyonel göçte dikkat çekebilecek rakamlara ulaşmıştır. 1980’li
yıllarda beyin göçünü bir yere kadar geri çevirmeyi başarmış olan Güney Kore’de,
ülkelerine kesin dönüş yapmış olan bilim adamlarının ve tecrübeli mühendislerin
tekrar ABD’ye döndükleri gözlenmiştir. Ancak, aynı etkenlerin aksi yönde de
etkili olabileceği bir gerçektir. Iş dünyasında da ya da akademide değişik tecrübe
ve birikimlere sahip birçok değerli insanın profesyonel çalışmalarını daha rahatlıkla
birkaç ülke arasında dağıttabildigi de gözlenmektedir.
Vatana dönüş
1)Yatırımcılar: Diaspora içerisinde yatırımcı olarak tanımlayabileceğimiz kurumlar (kurumsal
yatırımcılar, private equity, risk yatırımı) ya da kişiler dogrudan fikri
mülkiyet diasporasının bir parçası olmasalar bile, ki olabilirler, yurtdışındaki
yatırım amaçlı fonları yurtiçindeki fikri mülkiyetin ticarileştirilmesinde
kullanarak ya da diaspora fikri mülkiyetinin ticarileştirme sürecini Turkiyeden
yoneterek diaspora fikri mülkiyetinin geri dönüşüne onemli katkilari olabilir. Bu
ticarileştirme süreci devaminda ortaya çıkan katma değer in ulkemizde
degerlenmesi disinda, yerel entelektüel kapitalin zenginleşmesine de faydasi
olucaktir.
Türkiye henüz değişik
kademelerdeki ünlü risk sermayelerini ülke içindeki fikri mülkiyet ve inovasyonlar
yatırım yapmaya çekmekte başarılı değil. Türkiye gelişmekte olan bir ülke
olarak fikri mülkiyete yatırım risklerinden bağımsız olarak bir takım
sosyo-politik ve ekonomik riskler taşımaktadir. Daha da onemlisi, henüz
Türkiye'den dikkat çekecek fikri mülkiyet ağırlıklı özgün bir başarı
hikâyesinin çıkmamış olmasıdır. Diaspora mensubu yatırımcılar bu sürecin başlatılması
ve Türkiye'nin teknoloji ve inovasyon yatırımlarında bir dünya oyuncusu olabileceğini
gösterecek o ilk başarı hikâyesinin gerçekleştirilmesinde çok önemli roller
alabilir ve almalılardır.
2) Diaspora fikri mülkiyetinin ticarileştirme
sürecinin ana vatanda başlatılması: Son birkaç yıldır gözlemlediğimiz başka ilginç bir gelişme ise diasporanın
kendi fikri mülkiyetlerinin ticarileştirme sürecini Türkiye’de yürütme
arzusudur. Biyoteknoloji alanında Türk bilim insanlarının büyük başarısı
sayabileceğimiz önemli bir buluş, ABD de gerekli risk yatırımi temin edilmiş olmasına
rağmen, teknolojinin Türkiye’de değerlendirilmesi için bu buluşçumuzun önemli temasları
olmuştur ve kendisi biyoteknoloji alanındaki tek örnek değildir. Aynı zamanda,
enerji sektöründe de diaspora fikri mülkiyetinden kaynaklanabilecek katma değeri
Türkiye ile paylaşmak isteyen girişimciler vardır. Benzeri, değişik çaplarda örnekler
çoğalmaya devam etmektedir.
Kısaca fikri mülkiyet diasporasının geri
dönüşü, beyin transferleri neticesinde kaybolmuş katma değerlerin diasporanın ülkelerine
kesin dönüş yapmadan ülke ekonomisine paha biçilmez katkılarda bulunmasını sağladığı
ortadadır.
Bu trendin orta ve uzun
vadede geri beyin göçü yerine diasporanın birikimlerinden daha efektif faydalanabilmek
icin. 1) Burda kisaca degindigimiz ancak baska bir yazinin konusu olmasi gereken
fikri mulkiyet hukuku altyapisindaki bazi eksikliklerin duzeltilmesi; 2)
diasporanin ilgisini cekebiliceek birtakim tesvik programalrinin yaratilmasi ve
basit mevzuatlar ile desteklenmesi; 3) Ozelikle fikri mülkiyet diasporasını
hedefleyen ortak projelerin geliştirilmesiyle diaspora ve akademi arasindaki
networkun buyutulmesi ve bu surece devletin degisik kademelerde katkisi; ve 4)
Turkiyeden dunyada ilgi uyandirabilicek bir girisimci basari hikayesinin
cikmasi kanimizca cok onemlidir.
(1) Michael Finn (2005) Stay rates of foreign doctorate recipients
from US universities, 2003. Oak Ridge
Institute of Science and Education.
(2) http://e n.wikipedia.org/wiki/Amar_Bose
(3) Hah-Zoon Song (2003) Networking
lessons from Taiwan and South Korea . http://www.scidev.net/dossiers/index.
(4) Hah-Zoon Song (2003) Networking
lessons from Taiwan and South Korea .
http://www.scidev.net/dossiers/index.
No comments:
Post a Comment